22 Eylül 2014 Pazartesi

Fet Ailesindeki Sıradan Bir Gün

 Benim annem hep nefis yemekler yapıyor canlar. Nımmm, yaprak sarmasını mı sayayım biber dolmasını mı? Nar gibi kızarmış kuzuyu mu sayayım yoğurtlu salça soslu mantıyı mı? Cevizli bandunayı mı sayayım peynirli, patatesli, ıspanaklı börekleri mi? Sosisli poğaçaları mı sayayım yoksa kaşarlı patates kızartmalı köfteyi mi? Nımmmmmmmmmmmm! Tatlıları da döktürüyor annem. Kayısılı pastayı mı sayayım limonlu kurabiyeyi mi? Vişneli cheese keki mi sayayım tarçınlı keki mi? Babam da baklava, kestane şekeri, bomba tatlısı alıp bu akına eşlik eder bazı günler. Ancak gizemli olaylar oluyor. Babam şaşkınlıkla;
-Baklava aldığım kutunun çeyreği boş çıktı! Yalnızca baklavanın şerbeti vardı!
Annem şaşkınlıkla;
-Dün akşamdan kalan tavuk yemeği nereye gitmiş?
Diyorlar. Aslında herkes olayın altında acıkan bir Ziyafet abinin elinin olduğunu biliyor ama bu şeker abi bunu elinde olmadan yaptığından onu da kırmak istemiyor. Kırmızı yanaklı tombuş abişim acıkınca kendini tutamıyor. Bunları düşünüp, ablam, abim ve Kıyafetle paylaştığımız çift ranzalı odamıza gidip saçımı topluyorum, ablamın benim yaşımdayken giydiği bir dizimi bir karış geçen etek-bol kısa kollu tişört takımı uydurup çoraplarımı giyiyorum. Ayakkabılarımın bağarcıklarını bağlayıp üstüme de bol bir hırka giyiyorum. Hırkamın hoca cübbesi gibi görünmesini engellemek için fermuarından çekiştirip düzeltmeye çalışıyorum. İşte bu benim giyim tarzım.
 Kapıyı kapatmadan dışarıdan bir kez zili çalıyorum. Bu; biri evden çıkıyor demek. Zili duyup, kapının açık olduğunu gören annem, evde değişik bir yoklama uygular. Herkese tek tek görev verir.
-Zerafeeet! Gel kızım! Kilerden çamaşır suyunu getiriver! Hadi kuzum!
-Ziyafeeet! Oğlum çöpler atılacak!
-Kıyafeeet! Kızım aynanın karşısından kalk bakayım! Acık hareketlen! Yıkayıver balkonumuzu, hadi yavrum!
-Affet Beeey! Marketten yoğurt alır mısınız?
Babama sorulan soruda ayrı bir kibarlık olur. Bu, onun işini mutlaka yapması gerektiğini anlatıyor. Şimdi sıra bana geldi.
-Marifeeet! Kız, koş. Ödevlerini göster bakıyım.
Ben de kapı eşiğinde bunu beklerim.
-Anneee! Ben parka gidiyoruuum!
-Gelirken ekmek de al kızım!
Herkesin bir görevi var ya, benim de bu. Okuldan gelip ödevlerimi yaptıktan sonra evden çıkıp, parka, bakkala, markete gittiğimde ekmek almadan dönülmeyecek! Neyse, görevler iyidir! diyoruz ve parka yollanıyoruz.
 Parkta biz, 8 arkadaş toplanırız. Aişe Sevim, Halime, Gülnur, Marifet, Hüsna, Nazlı, Sevinç, Elif hep birlikte oyunlar oynarız. Aramıza bazen erkekler de katılır, oyunlarımızın tadı tam çıkar. Kenan, Mustafa Murat, Ali Kerem, Salih Emre erkeklerden aramıza katılanlardır. Bu gün yine tarzan, yakantop, ebelemece oynadık ve salıncaklarda sallanıp ayakkabılarızı çıkarıp kaydıraktan tırmanıp, kaydık. Parktayken öyle eğleniyoruz ki! Eve gelince banyo yaptım, tabii ekmek almayı da unutmadım. Yine nefissss yemekler yedik ve yatış. Bitiş der gibi oldu hehehe. Yatış ve okul günümün bitişi.


Marifet FET

Hiç yorum yok: